Felsefe-Bilim İlişkisi
Felsefe-Bilim İlişkisiBaşlangıçta felsefeyle bilimin iç içe olduğunu , ilk büyük filozofların bir çoğunun aynı zamanda bilim adamı olduğunu söyleyebiliriz. Nitekim; Thales (Tales, MÖ 625-545)
matematikçi, Archymedes (Arşimed) fizikçidir. Bu yakın ilişkiden dolayı felsefeyi bilimlerin anası olarak betimleyenler de olmuştur. Bilimlerin felsefeden ayrılışı matematik ile başlamıştır. Sonra doğa bilimleri ve en sonunda da sosyal bilimler felsefeden ayrılmışlardır. Alanını, yöntemini ve amacını belirleyen disiplinlerin felsefeden ayrıldığını görüyoruz. Bu ayrılığa rağmen bilim ile felsefe arasındaki bu yakınlık aynı düzeyde olmasa da günümüzde de devam etmektedir. Bu iki bilgi alanının yakın ilişkisinden bilim felsefesi adlı bir disiplin ortaya çıkmıştır.
Felsefe ile bilimin benzer ve farklı özellikleri vardır. Benzer özellikleri şöyle belirtebiliriz. Felsefeyle bilim arasında amaç bakımından bir paralellik vardır. Her ikisi de hazır ve basmakalıp bir bilgi ile yetinmeyip, doğruları etkin ve eleştirel bir tavırla kendi yöntemleriyle anlama, açıklama ve yorumlama çabası içindedirler. Yine her ikisi de özdeşlik, çelişmezlik ve üçüncü hâlin olanaksızlığı gibi mantık ilkelerini titizlikle kullanırlar. Her ikisinde de amaç dünyayı ve insan yaşamını anlamaktır.
Felsefe ile bilim arasında önemli farklılıklar da vardır. Bu farklılıklar konu ve yöntem bakımından olan farklılıklardır. Bilim, genel geçerliliği olan ve gözlenebilir olgulardan hareket eder. Deney yöntemini kullanarak vardığı sonuçları ise yine olgulara dönerek doğrular. Felsefede ise bir çeşit olgu demek olan insan yaşantısından ve
varlıklardan hareket edebilir. Fakat felsefe ulaştığı sonuçları temellendirmeye çalışırken, olgulara değil, mantıksal analize yönelir. Filozof deney yapamaz. Filozofun ortaya koyduğu bilginin güvenirliği deneyle değil iç tutarlılığa bakılarak denetlenir.
Bilimin ortaya çıkardığı bilimsel bilgi, teknolojiye kaynaklık eder ve bu sayede insanlığa pratik yarar sağlar. Oysa felsefede ölçme yapılamadığı ve ölçülenler arasında eşdeğerlik kurulamadığı için ona dayanılarak bir teknoloji kurulamaz. Felsefenin görevi insana pratik bir yarar sağlamak değil, ele alına konunun özünü, kavramların anlamını bulmaya çalışmaktır.
Felsefe tümel bir bilgiye dayanır, varlığı bütünselliği içinde ele alır. Bilim ise varlığı parçalara ayırarak inceler. Her bir bilim varlığın bir parçasını kendisine konu edinir. Felsefe varlığın özünü bilmek ister. Bunun için varlığı anlamak için "nedir?" sorusunu sorar. Örneğin "varlık nedir?" , "insan nedir? gibi. Bilim varlığın özü ile değil, olay ve olgular arasındaki neden - sonuç ilişkisi ile ilgilenir. Varlığı anlamak için "nasıl?" sorusunu sorar.
Derleyen: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf "Felsefeye Giriş" ve "Sosyolojiye Giriş" Dersleri Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Diğer Ders Notları (Ömer YILDIRIM)